30 Aralık 2010 Perşembe

yok oluşun var oluşu!

Soğuk bir karanlığın içinde uğultularla eğlenirken insan, bir çingene sıcaklığıyla dolanılırdı sokaklarda, dilde acı bir ses, bir yılın üzerinden geçişe sızlar.
Koskoca zaman dilimlerinde zamansızlıklar üzerine kurulan ilişkilerin -bir ateş almak kadar kısa- yanıltıcı bağlayıcılığı yanılsamalar içinde bir yıl yaşattı çoğun(m)uza.
Geçen onca saat, onca gün, onca hafta ve oniki ay bizden mi geçti yoksa biz mi geçtik onca saat, onca gün onca hafta ve oniki aydan.
Kimi zaman zamansızlıktan dem vururken, zamansız bir hayat yaratmanın sefilliği ile koskoca zamanlardan çaldık farkında değiliz.
Farkında değiliz, her geçen seneye öykünmemizden belli çünkü, ve en son gün farkına varırız koskoca bir yılın geçtiğini ve delicesine yaşamaya çalışırız son günü gecesine kadar ve çoğunlukla hor kullanılmış bir sabaha uyanırız yeni bir yıla.
Yeni bir yıla girmeden henüz hor kullanırken zamanı kısacık bir yazı ile merhaba demek istenilir retromonologa!
esmer bir çocuk olarak elinde oyuncağını kaybetmenin şaşkınlığı ile..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder