15 Haziran 2011 Çarşamba

Yarın aynı kayayı tepe aşağı yuvarlayacağımız dostlara

Cehaletimi mazur görün,

Ama yersiz midir değil midir bilemediğim bir ateş var içimde. Sanırım bu ateşin sönmesini hiç istemiyorum ve bu yüzden gitmek istiyorum.Elimi her taşın altına sokmaya gidiyorum. Kıvılcıma, geçmişte yaşanan yaşatılan hayal bile edemediğim haksızlıkları haykırarak can vermek istiyorum.

Belki de tropik ormanlarda karşıma çıkacak bilge kurbağanın bana söylemesi gereken bir şeyler var. Ya da Cebelitarık boğazını yüzerek kat etmem gerekliyken benim burada ne işim var halen diye soruyorum kendime.

Aynı renkleri her gün daha da soluk görmektense kör olmayı tercih etmektir belki de bu karar. Tabiat ana kucaklar mı beni? Yoksa federaller yakama yapışır mı ilk hamlede? Ne bilelim yola çıkmadan?

Yılın son şiddetli yağmurları yağdıktan sonra duvar yapımında kullanılan kırmızı toprağı ayakla çiğneme vakti gelmiştir Mbanta’da.

Kıvılcım her neredeyse size oradan yazmak, oradaki renklerin gerçekliğiyle gözlerimin kamaştığı her anı sizinle paylaşmak üzere,yarının bugünden çok daha güzel olacağını bilmekle mutlu kalınız dostlar.

1 yorum: