31 Mayıs 2011 Salı

adı sizde saklı

Gerek var mı bu kadar hikayeye. Keskin ve sert artık cümlelerim. Yorucu gelir artık yazmakta yürümek kadar.

Aynı kafada olup ayrı yerde durmak, bir dil ve modernite sorunu olsa gerek! Sergilenenler kendi garipliklerinde kendi oldukları yerdeler. Varoluşluklarında herhangi bir boşluktalar.

Herhangi bir şekilde herhangi bir figür olabilmek beceri örneği olsa gerek. Çekip gidin dostlarım, dilediğiniz gibi olsun hayat. Hayal ettiğiniz gibi ilerlesin diledikleriniz.

Hıımm, bir de cadılığım söz konusuymuş. Dillere destan, can çıkar huy çıkmazmış. Yapacak bir şey yok. İsteyen razı gelir, istemeyen öte gider. Yine de hepsine eyvallah denir.

Anekdot olsun bu herkese. Sevene ya da sevmeyene, isteyene ya da istemeyene. Gider gider kalan sağlar bizimdir. Birilerinin dedikleri birilerinin kaldıkları yaşar.. lütfen dedirtelim mi, kalsın böyle iyi mi! Alleh alleh! Nidalar yükselişe geçerken fısıltılarla geçiştirilmeli mi ki!

Velhasıl kelam demiştim birkaç zaman önce, şimdi dur bir dakika diyorum. Söylemek yazmak çok kolay artık. Hadi gidelim desem yeri var mı! Yok elbette. İstenmeyecek şeylere olsun demek, olmayacak şeyleri istemek. Gerek yok, öyle bir şey de yok. Derin derin uzuvlarımız var bizim.

Uzun uzun koşuşturmalarımız, dinlenmenin faydası olacak mı ki! Umarım. Sayıklamalarım benim tabi ki. Çokluktaki bokluklarım benim yarattıklarımdan ibaret olmalı. Ki!

Diyeceği olan varsa hemen söylesin, yoksa sonsuza kadar söyleyemediği götünde patlasın..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder