3 Aralık 2010 Cuma

Biz Ne Söylemek İstiyoruz?

Bir kaç esmer çocuğuz, hala oyunlar oynuyoruz.
Aklımız eriyor elbet sizin bu dünya işlerine.
Eriyor ermesine de sizin dediklerinize inanmıyoruz.
Söylemeyi hala önemsiyoruz.
Birkaç esmer çocuk olarak kentlerde buluştuk.
Oralarda sevdik birbirimizi, tanıdık, dost olduk.
Daha uzak dostlukları, özgürlükleri düşledik.
Düşlediğimiz özgürlük adına düşündük ne düşündükse.
Düşündüklerimizi büyütmek için okuduk elimize ne geçerse,
ne gelirse dinledik "kulaklarımızla",
görüntüler akıyordu "gözümüzün" önünde,
görmesek olmazdı.
Gördüklerimize susmadık,
bildirmek için seslenmeye karar verdik, o derin karanlığa...
Belki birileri de açmıştı kulaklarını iç seslere.
Birileri birilerininkini duydu.
Duydu ve dost oldu,
beraber bir iş yapmaya karar verdi.
Bir yoldan beraber geçmek istedi,
kendi yolunu, sesini çoğaltarak.
İşte biz bir şey demek istemiyoruz!
Retro dedik çünkü geriye bakmanın mühim olduğuna inanıyoruz.
Monolog, diyoruz.
Çünkü sınırları, yasaları, yalanları, bürokratları
fabrikaları, bankaları, cinayetlere susmayı, birilerine üstünlük kurmaya çalışanları, korkmayı ve daha pek çok yüklemeyi sevmiyoruz.
Kendi kendimizle kavga edip duruyoruz.
İşte bu ikisinden retro monolog doğdu. Bu bir doğum sayılabilirse ya da becerebilirsek doğurmayı.
Retro monolog; çünkü bu 6 kişinin monoloğunu, bu monoloğun tekrarındaki ortak duraklarını kayıt altına almaya karar verdik.
İşte siz de buralardaysanız, camdan izlediğinizi düşünerek söylüyorum, uzak durmayın, yanaşın...
Belki söylediklerimiz sizin monologlarınıza da benziyordur...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder